YAŞA GÖRE SAĞLIKLI BESLENME
Bebeklik:
İlk altı ay önerilen tek şey anne sütüdür. Anne sütü kadar kaliteli, ekonomik ve pratik başka bir besin daha yoktur. 6. aydan itibaren bebeklerin gerek enerji gereksinimlerinin artmış olması gerekse fizyolojik değişikliklerinin karşılanması amacıyla ek besinlere geçilmelidir. Bu sayede değişik tatlarla tanışan bebekler sonraki aylarda kolay yeme alışkanlığı kazanacaklardır. Elbette bu besinler bebeklerin ayına uygun şekilde sıralandırılarak verilmelidir. Besleyici değeri yüksek ama alerji yapma niteliği az olan besinler ön planda tutulmalıdır. Elma, şeftali gibi asitsiz taze meyve suları veya bu meyvelerin püresi, patates, havuç gibi gaz yapmayacağı bilinen sebzelerle başlamak üzere hazırlanan sebze çorbaları veya sebze püresi, pirinçli çorbalar, yoğurt, peynir, pekmez, ekmek, yumurta bebek beslenmesinde kullanılan ek gıdalardır. Bu besinler bebeğin ayına göre sırasıyla beslenmesine eklenmelidir.
Annelerin bebekleri için hazırladıkları yemeklerde kullandıkları yiyeceklerin mevsiminde ve doğal(organik) olmasına dikkat edilmeli, ayrıca hazırlama aşamasında gerekli temizlik kurallarına uygulaması da çok önemlidir.
Bu sırada gıdaların her birinin denenmesi hem oluşabilecek alerjik reaksiyonun fark edilmesinde hem de lezzetinden hoşlanılmayan gıdanın tespitinde fayda sağlayacaktır. Bal alerji yapma olasılığı nedeniyle 2 yaşından önce tercih edilmez.
Çocuk Beslenmesi:
Çocukluk dönemi denildiğinde çok geçiş bir aralığı içine almaktadır. İlk olarak 1 yaşını tamamlamış olan ve herhangi bir sağlık sorunu olmayan bir çocuğun artık bütün besin gruplarını tüketebilecek hale gelmiş olması gereklidir. Bu arada halen anne sütü alımı varsa 2 yaşa kadar buna da devam edilmesi tavsiye edilmektedir.
1-5 yaş arası olan ve okul öncesi dönem olarak da adlandırılan bu dönemde evde kazanılan doğru beslenme alışkanlıkları, okul dönemindeki alışkanlıkları ve yetişkin olduklarındaki oluşabilecek sağlık sorunları arasında yakın bir ilişki mevcuttur. Bu dönemde doğru beslenme alışkanlıkları kazanma konusunda anne, baba, aile büyüklerinin örnek teşkil etmeleri önemlidir. Bu yaş grubunda günlük olarak her besin grubundan tüketmesi sağlanmalı, günlük beslenme düzenlere ona göre ayarlanmalıdır. Tabi ki yapılacak fiziksel aktivite varsa bu da almaları gereken besin miktarlarına etkilemektedir. Besin grubu olarak; süt ve ürünleri, et grubu, sebze –meyve grubu, yağ grubu ve tahıllar yer almaktadır.
Okul çağı döneminde özellikle dikkat edilmesi gereken bir nokta mutlaka kahvaltı yaptırılıp okula gidilmesidir. Ayrıca okul kantinlerinde ve yemekhanelerinde verilen yemek çeşitliliği de önemlidir. Bu yaş grubuna özel olarak hazırlanmış menülerin uygulanması önemlidir. Bu dönemde yanlış kazanılan beslenme alışkanlıkları ileri ki yaşlarda birçok hastalığa yakalanma riskini arttırmaktadır.
Çocuğun sağlıklı beslendiğinin göstergesi ne?
Çocuklarda büyüme eğrisi takibi yapılır. Bu eğride yaşına göre kilo ve boy takibi yapılmaktadır.
Çocukların kahvaltısı nasıl olmalı?
1-2 dilim peynir çeşitleri, tam tahıllı ekmek, zeytin, pekmez – bal, süt, haftada 2-3 kere yumurta veya omlet, taze meyve, evde yapılmış kuru meyveli kek veya börek çocukların kahvaltılarında olabilecek gıdalardır.
Okul çağı çocuklarında beslenme nasıl olmalı?
Bu yaş grubu çocukların oldukça aktif oldukları ve gelişimlerinin en yüksek düzeyde seyrettiği düşünülerek gereksinimleri karşılayacak hem besleyici değeri yüksek hem de çocukların severek tüketebileceği gıdalarla beslenmesi gerekmektedir.. Her zaman olduğu gibi her öğün kendi içerisinde yeterli miktarlarda karbonhidrat, protein ve yağ içermelidir. Mutlaka kahvaltı arkasına ara öğün, öğle yemeği, bunu takip eden 1 veya 2 küçük ara öğün ve akşam yemeği okul çocuğunun gereksinimlerini karşılayacak yemek sistemidir. Özellikle çocukların ana öğünlerde temel besin grubumuz olan ekmek ve ekmek türevi olan çorba – pilav – makarna gibi gıdalar, et/ tavuk haftada en az 1gün balık ve mevsiminde olan herhangi bir sebze yemeği, bunun yanında oldukça önemli kalsiyum kaynakları olan süt ve yoğurt hem ana öğünlerde hem de ara öğünlerde tükettirilmelidir.
Bir çocuğun beslenme çantasında neler olmalı?
Çocukların her öğününde karbonhidrat - protein - yağ dengesinin olmasını istiyoruz. Bu nedenle eğer çocuk kahvaltısını evde yapıp çıkıyorsa öğle yemeğine kadar arada yiyebileceği bir meyve, öğle yemeğinde ekmeğinin arasına konulacak peynir veya et / tavuk yanında 1 kutu ayran,1 kutu süt yanında kuru meyveli 1-2 dilim kek veya evde yapılmış börek beslenme çantasına konulabilecek alternatifler olabilir.
Özellikle ülkemizde sınava girmeyen çocuk yok gibi. Sınavlara çalışanların özel bir beslenme şekli olmalı, zihin açıcı beslenme tarzı var mı? Özellikle neler yenmesini önerirsiniz?
Demir, beyne oksijen taşınmasında dolayısıyla beynin çalışmasında çok önemli role sahiptir. Bu sebeple beslenmenizde demirden zengin olan kırmızı et, yumurta, kuru baklagiller, pekmez, kuru kayısı, koyu yeşil yapraklı sebzeler yeterince olmalıdır.
Tüm gün boyunca zihinsel potansiyeli aynı seviyede koruyabilmek için günde 4-5 öğünlük beslenmeyi tercih etmek gerekir. Böylece gün içinde yorgunluk, uyuklama ve zihinsel potansiyelin düşmesi engellenmiş olur.
İştahsız çocuğa yaklaşım nasıl olmalı?
Anneleri en çok üzen ve telaşlandıran konulardan bir tanesi çocuklarının yemek yememesidir. Çocuğumu doyuramıyorum, aç kalıyor düşüncesiyle ne yapacaklarını şaşıran anneler, doğru sandıkları birçok yanlış yaparak yemek yemeği, ya çocukları için işkence haline getirirler ya da kendileri için büyük bir tehdit unsuru oluştururlar.
Çocuklarda iştahı etkileyen en büyük etkenlerden birisi öğün aralarında abur-cubur ile karnını doyurmalarıdır. Buna bağlı olarak doygunluk hissi hisseden çocuk ana öğünlerde yemek yemeği reddedecektir.
Oyalamak için ana yemek öncesi çocuğunuzun eline tutuşturduğunuz bir gofret veya bir dilim kek onu tıkayacak ve sofrada yiyecekleri reddetmesine neden olacaktır. Bu tip durumlarda çocuğun sofra düzenine alışık olması çok önemlidir. Çocuğunuz bir yaşına geldiğinde artık aile sofranıza oturur hale gelmeli ve yemek zamanının aile ile bir araya gelinen, herkesin yemek yediği eğlenceli bir vakit olduğunu öğrenmelidir. Bunun yanı sıra çocuğunuz gereksinimlerini karşılayacak küçük ara kahvaltılar ya da meyveler, kahvaltı ile öğle yemeği arasında, öğle yemeği ile akşam yemeği arasında verilebilir ancak bu ara öğünler iştahı kapatacak miktarda ve ana öğün saatine çok yakın olmamalıdır.
Ayrıca yemek tabaklarının çocuğunuzun ilgisini çekecek tarzda renkli ve eğlenceli olması, tabağına yiyebileceği kadar yemek konması çocuğunuzun çok daha istekli yemek yemesini sağlayacaktır.
Bunların dışında çocuğunuzla beraber alışveriş yapmanız, sofra hazırlanırken yardım istemeniz hatta onunda yemek hazırlanmasında katkıda bunmasına fırsat tanımanız çocuğunuzun yemek yeme isteğini artırıcı yönde olumlu etkiler oluşturacaktır.
Yemek öncesi çocuğunuzun hem temizlik hem de kendisini daha zinde hissetmesi için elini yüzünü yıkaması faydalı olacaktır. Çocuğunuz çok yorgun ve uykusuzsa yemek yemesi konusunda ısrarcı olmayın.
Eğer çocuğunuz yemek yemeği reddediyorsa bunu birçok nedeni olabilir. Bunlardan bir tanesi genellikle çocuğun dikkatleri üzerine çekerek herkesin kendisiyle ilgilenmesini sağlama çabasıdır. Böyle bir durum içerisindeyseniz yemek yemeği reddeden çocuğunuza, tabağındakileri bitirmesi konusunda ısrarlı ve tepkili davranmak yerine, ‘peki’ diyerek, onunla ilgilenmemeli, bu konudan ne kadar endişe duyduğunuzu ona hissettirmemelisiniz. Aksi takdirde çocuğunuz bunu bir koz olarak görecek ve yapılmasını istediği bir şeyi yaptırmak için sizin endişe duyduğunuzu fark ettiği yemeği reddetme yoluna gidecektir.
Çocuğunuzun yemek yemeği istemediğinde tabağındakilerin hepsini bitirmek zorunda olmadığını, açlık hissetmiyorsa daha sonra da yiyebileceğini söyleyip, tabağını yarım saatten fazla önünde tutmamalısınız. Ancak bu tavrınızda tutarlı olmalısınız. Tabaktakileri bitirmesi için ödüller koymak ya da baskıcı, ters tavırlar içerisine girmek, zorlamak, kandırmak çocuk üzerinde yemek ve yemek zamanı ile ilgili kötü çağrışımlara yol açabilir hatta ilerleyen zamanlarda daha da büyük sorunlara neden olabilir.
Çocuğunuzun yemeği reddetmesindeki diğer en önemli etmen ise aynı biz yetişkinlerde olduğu gibi iştahsız olmasıdır. Özellikle hasta ve ateşi yükselmişse, diş çıkartıyorsa, yorgun ya da uykusuzsa, alışmış olduğu düzen değişmişse çocuğun iştahında azalma gözlenebilir. Bu dönemde de telaşlanmadan hacmi küçük ama içeriği çocuğunuzun ihtiyaçlarını karşılayacak, normalde de yemekten hoşlandığı yiyecekleri görsel açıdan da ona hitap edecek eğlenceli tabak süslemesiyle yine ısrarcı olmadan yemesini sağlayabilirsiniz. Tüm bunlara rağmen çocuğuz da kilo kaybı gözlemliyorsanız, yemek yemeği şiddetle reddediyor ve yediklerini çıkartıyorsa mutlaka vakit kaybetmeden bir uzmana başvurmanız faydalı olacaktır.
Sağlıksız beslenen bir çocukta ne tür sorunlar görülebilir?
Sağlıksız beslenen çocuklarda görülebilecek en büyük sağlık sorunu çağımızın hastalığı obezite ve ardından gelebilecek obezitenin yol açtığı genç yaşta oluşabilecek kalp damar hastalığı, diyabet, tansiyon, böbrek fonksiyonlarında bozukluk, mide rahatsızlıkları, demir eksikliği ve bu eksikliğin neden olabileceği birçok hastalık görülebilir. Bunun yanı sıra yetersiz beslenme sonucu gelişim bozuklukları ve konsantrasyon problemleriyle de sıklıkla karşılaşılmaktadır.
Kışın özellikle (okula gidilmesi nedeniyle) sıkça enfeksiyon hastalıklarına yakalanılabiliyor. Çocukları bunlardan korumak için nasıl bir beslenme tarzına ağırlık verilmeli?
Öncelikle yeterli ve dengeli beslenme her zamanki gibi bir koruyucu yöntem, bunun yanı sıra antioksidanlardan zengin mevsim meyve ve sebzelerinin yeterli miktarlarda tüketilmesi enfeksiyonlara karşı savunma sistemine destek olacaktır.
Ergenlik:
Bu çağda, hızlı büyüme ve gelişme nedeniyle çocukların enerji, protein, vitamin ve mineral gereksinimleri yetişkinlere oranla daha fazladır. Bu nedenle, bu geçiş döneminde gencin yaşam şekli, bilgisizlik nedeniyle kazanılan yanlış beslenme alışkanlıkları gerek kısa sürede gerekse daha ileriki yıllarda ortaya çıkabilecek çeşitli sağlık sorunlarına neden olabilmektedir. Yetersiz ve dengesiz beslenme büyümeyi yavaşlatır, bazı beslenme bozukluğu hastalıklarına neden olur, bulaşıcı hastalıklara karşı direnci düşürür. Genel olarak ülkemizde çocuk ve gençlerde yetersiz ve dengesiz beslenmeye bağlı olarak görülen sağlık sorunları; zayıflık, şişmanlık, bu iki durumun oluşturduğu komplikasyonlar, yetersiz veya fazla besin öğesi alımları, guatr, anemi ve diş çürükleridir.
30-40′lı Yaşlar :
Yetişkin bir bireyin günlük besin alımını birçok faktör etkilemektedir. Bu faktörler arasında; cinsiyet, yaş, fiziksel aktivitesi, sağlık sorunu olup olmaması sayılabilir. Günlük enerji alımı yaş ile birlikte her 10 yılda yaklaşık %2 azalır. Bunu göz önünde bulundurarak günlük besin alımınızı kontrol altında tutmak gerekmektedir.
Örneğin,
Besin çeşitliği yapınız
Ağırlığını dikkat ediniz ve fiziksel aktivite yapmaya çalışınız
Günlük beslenmesinde şeker ve tuz alımınızı azaltınız.
Alkol alımınız varsa azaltınız
Günlük beslenmeniz içerisinde sebze ve meyveyi eklemeyi unutmayınız
Süt- yoğurt- peynir gibi ürünlerin doğal olanlarını tercih ediniz.
Yaşlılık :
Yaşlılıkla beraber kişilerde diş kaybına bağlı çiğneme sorunları, yutma güçlükleri, hareketlerinin azalması bağlı mide barsak sorunları dolayısıyla kabızlık ayrıca iştahta azalma gibi beslenmeyi etkileyecek bir takımlar sıkıntılar görülmektedir. Beslenmenin oldukça önem kazandığı yaşlılık döneminde kişilerin günlük gereksinimini karşılayacak, kolay sindirebilecekleri, kas ve kemik kitlesini koruyacak, bağışıklık sistemini güçlendirecek şekilde beslenmeleri gerekir.
Besin çeşitliliğinin oldukça önem kazandığı bu dönemde özellikle ana öğünlerde her besin grubunun yer alması besinlerin yeterli miktarlarda tüketilmesi sağlanmalıdır. Bu besinler;
Et grubu: Etler, kuru baklagiller ve yumurta
Süt grubu: Süt, yoğurt ve peynir
Tahıl grubu: Ekmek, pilav ve makarna gibi unlu, nişastalı besinler
Sebze ve meyve grubu: Tüm sebze ve meyvelerdir.
Her öğündeki yiyecek miktarı azaltılmalıdır. Böylece olası sindirim problemleri önlenebilir. Zamanında(belli saatlerde) beslenme sağlanmalı, başta kahvaltı olmak üzere asla öğün atlanmamalı, sindirimi kolaylaştırmak adına akşam yemeği mümkün olduğunca erken saatlerde bitirilmelidir.
Yaş ilerledikçe fiziksel aktivitenin azalabileceği göz önünde bulundurularak diyetteki toplam yağ miktarı azaltılmalıdır. Özellikle katı yağlar en alt düzeye indirilmeli bunun yerine uygun miktarlarda bitkisel sıvı yağlar tercih edilmelidir.
Pişirme yöntemlerine de dikkat edilmeli, yiyecekleri kızartma kavurma, bol yağda sote yapma yerine haşlama, ızgara, buğulama veya fırında pişirme yöntemleri kullanılarak hazırlanmalıdır. Çiğneme güçlüğü yaşayan kişilere mümkün oldukça küçük parça ve yumuşak gıdalar hazırlanmalıdır.
Bu sırada yeterli miktarda su ve sıvı alımına özen gösterilmeli, aşırı çay, kahve, gazlı içecekler gibi uyarıcılardan, çok baharatlı gıdalardan mümkün oldukça uzak durulmalıdır. Diyette tuz miktarına dikkat edilmeli, turşulardan ve salamura yapılmış gıdalardan mümkün oldukça kaçınılmalıdır.
Barsak sisteminin düzenli çalışabilmesi için günlük posa (lif) alımı artırılmalı, posadan zengin olan kuru baklagiller (kuru fasulye, nohut, mercimek, kuru börülce, barbunya, soya), tam tahıllar (esmer ekmek, bulgur, kepekli pirinç / makarna / erişte / un), taze sebze ve meyveler (kabuklu yenilebilenleri soymadan) her gün belli porsiyonlarda tüketilmelidir.
Oluşabilecek sağlık problemlerini önlemek için sigara, alkol, uyuşturucu madde kullanmaktan, aşırı zayıflıktan ve şişmanlıktan kaçınmalıdır.
DENGELİ BESLENME (SAĞLIKLI BESLENME) PLANI
Uyarı!: Dengeli beslenme planı, size neyi hangi saatte yemeniz gerektiğini söyleyen kesin bir plan değildir.
Dengeli Bir Beslenme (Sağlıklı Beslenme) Planı Hazırlamak
Dengeli beslenme planı, size neyi hangi saatte yemeniz gerektiğini söyleyen kesin bir plan değildir. Bu plan, sizin kan şekerinizi kontrol etmenize ve uygun kiloya ulaşıp onu korumanıza yardımcı olan, geniş fakat iyi organize edilmiş bir stratejidir.
İyi bir beslenme planı, aynı zamanda sizin üç temel besin kaynağı (protein, yağ, karbonhidrat), vitaminler ve mineraller arasında sağlıklı bir denge kurmanızı sağlar.
Dengeli Beslenmede Besin Piramidini Kullanın
Besin piramidi, sağlıklı ve dengeli beslenmeniz için size yardımcı olan bir rehberdir. Beslenirken sağlıklı seçimler yapabilmeniz için size yardımcı olur. Beslenme piramidinin altı bölümünün her biri, günlük besin ihtiyacınızın bir bölümünü gösterir.
Her besin çeşidinden de almak önemlidir. Alacağınız besinlerin büyük bölümünü alttaki geniş bölümünden daha küçük bölümünü de üstteki küçük bölümden seçmeye çalışmalısınız.
Dengeli Beslenme İçin Diyetisyeninizden Tavsiye Alın
Doktorunuz veya diyetisyeniniz, sevdiğiniz yemekleri kullanarak dengeli bir beslenme planı hazırlamanızda yardımcı olabilir. Bu beslenme planı sizin hayat tarzınıza göre oluşturulacaktır. Diyetisyeniniz, gıda ürünlerinin etiketlerinde yazan bilgileri anlamanıza yardımcı olabilir. Bu etiketleri okumayı alışkanlık haline getirmeniz faydalı olacaktır. Diyetisyeniniz, sağlıklı yemek tarifleri ve besin planlamanızda kullanabileceğiniz diğer materyalleri bulmanıza yardımcı olabilir.
Alışveriş Yapmak Ve Yiyeceklerin Etiketlerinin Okunması
Alışveriş yaparken yiyeceklerin içeriklerinin yazılı olduğu etiketleri okuyun. Etiketleri okumak sağlıklı yiyecekleri seçmekte size yardımcı olacaktır.
Dengeli Beslenmede Et, Balık ve Peynir
Et, balık ve peynir alırken doğal (organik) ve sağlıklı olmasına dikkat edilmelidir.
Dengeli Beslenmede Ekmek ve Tahıllar
Ekmek ve tahıl ürünlerinin lif ve şeker miktarlarını kontrol edin. Lif oranı yüksek, şeker oranı düşük ürünleri tercih edin. Yüksek lifli ekmekler, 100 gr’ da 6 gr’ dan fazla lif içermektedir.
Liflerin suda çözünen ve çözünmeyen iki çeşidi vardır. Suda çözünen lifler, karbonhidratların emilimini ve kana geçişini geciktirir. Böylece yemekten sonra kan şekerinin artışı gecikir. Çavdar ve yulaftan yapılan ekmekler, suda çözünen lifler açısından zengindir. Suda çözünmeyen lifler ise kabızlığı önlemek açısından size yardımcı olabilir. Beyaz ekmek ve mısır gevreği, suda çözünmeyen lifler açısından zengindir.
Dengeli Beslenmede Tereyağı, Margarin Ve Sıvı Yağlar
Bu ürünleri kullanacaksanız içerdikleri yağın kalitesini göz önüne almalısınız. Bitkisel yağları kullanmak, doymamış yağ oranının yüksekliği açısından daha sağlıklıdır. Zeytinyağı yemek pişirmede ya da salatalarınız için idealdir. Tereyağı kullanmak isterseniz doğal ve gerçek olmasına dikkat edilmelidir.
Dengeli Beslenme Ve Süt Ürünleri
Süt ürünlerinin, yağ ve şeker oranlarını kontrol edin. Krema ve diğer yağsız süt ürünlerini kullanmaktan kaçının.
Pek çok yoğurtlu ürün yüksek miktarda şeker katkısı içermektedir. Eğer yoğurdunuzu tatlı yemek istiyorsanız, doğal yoğurdun içine favori meyvenizi taze veya konserve olarak ekleyin. Eğer konserve kullanırsanız, şeker katkısı içermeyen çeşitlerini tercih edin.
DENGELİ BESLENME KURALLARI
Hayatınızda akılcı bir beslenme rejimi her zaman olmalı. Gerektiğinde beslenme rejiminizde değişiklik yapmaktan kaçınmayın.
Yiyeceklerinizi haftalık olarak planlayın. Böylece alışveriş yaparken, abur cubur satın almaktan kurtulabilirsiniz. Asla süpermarkete aç gitmeyin. Eğer insanlar tok karnına alışverişe giderlerse, besin değeri daha yüksek yiyecekler alıyorlar. Abur cuburdan da uzak duruyorlar.
Bir günlük tutun. Hem ne yediğinizi, hem de ruh halinizi kaydedin. Eğer istemediğiniz halde yemek yiyorsanız, bir dakika sonra kendinizi kontrol altına alabilirsiniz. İradeyi kullanmak, dakikalarla başlar, saatlik, günlük, haftalık, aylık süreler ile devam eder. Daima geriye dönüp kendinizi kontrol edin.
Hiçbir zaman neden kilo vermek istediğinizi unutmayın. Sıkıldığınızda veya diyet yapmaktan yorulduğunuzda eski fotoğraflarınıza göz atın. Ve her verdiğiniz kiloda kendinizi nasıl hissettiğinizi hatırlayın. Değişimin zamanla ve sabırla olacağını hep aklınızın bir köşesinde bulundurun. Kilo vermeyi ertelemeyin. Eğer hızla kilo veremediyseniz, hayal kırıklığına uğramayın. Eğer çok çabuk kilo kaybederseniz, yeme alışkanlıklarınızı değiştiremezsiniz. Herhangi bir tatlıyı yemeden veya bisküvi paketini açmadan önce kendinize sorun, "Ben gerçekten aç mıyım?" eğer cevabınız olumluysa, bekleyin ve bu soruyu tekrar sorun. Artık biliyorum ki, doğru seçimler yaparsam, zayıflayabilirim. Her an şu soruyu soruyorum: "Buna ihtiyacım var mı, gerçekten onu yemeyi istiyor muyum?
Yeryüzündeki hiçbir yiyecek, sizin kendinizi zayıf hissetmenizden daha lezzetli olamaz.
Sosyal zorunluluk olarak, bir partiye gidiyorsunuz, ne yiyeceğinizi de planlayın.
Eğer yemek yemek istemiyorsanız, yemek yiyebileceğiniz bir yere gitmeyin.
Eğer bir açık büfe ile yüz yüze iseniz, hemen salata bölümüne gidin ve tabağınızı salatayla doldurun. İkinci kez gittiğinizde kendinizi tok hissedeceksiniz ve daha fazla kontrol edebileceksiniz.
Her zaman ölçülü olun. Porsiyonlarınız küçük olsun.
Yemeğe başlamadan önce bir bardak su için ve bu sırada düşünün, "Şu anda yemek yiyorum ama hedeflediğim kilodan uzaklaşıyorum." Kendi kendinizle yapacağınız tartışmalar işe yarayacaktır.
Doğal(organik) sebze, meyve, yeterli yağ, protein, karbonhidrat ve bol su.
Bilinçli bir şekilde yemek yiyin. Yavaş olun. Ağzınıza götürdüğünüz her lokmaya dikkat edin.
Her yemekten sonra dişlerinizi fırçalayın. Ağzınızdaki temizlik duygusu sizin bir kaç saat acıkmanızı engelleyecektir.
Hazırlayan: Şeref ASAN
Biyoloji Öğretmeni